Bu durumun iletişim alanında yaşanan paradigmatik bir dönüşümü mü imlediği, yoksa sadece tarihsel akış içerisinde ortaya çıkan bir uğrak mı olduğu önemli bir sorunsala dikkat çekmekle birlikte; dijitalleşmenin geldiği boyutun esasında demode olmuş bir teknik açılım olan infraredi anımsattığı bir konjonktürel durum da öne çıkıyor. Enformasyonun bir led ışığın kullanımıyla kodlanıp alıcıya aktarıldığı bu teknolojinin yerini kablosuz ve uzak mesafeden erişime imkân sağlayan araçlar çoktan aldı ancak kendisinin görülmeyip sonuçlarının görülebildiği bu aktarıma insanlığın ilk reaksiyonundaki heyecan, Matrix’ten Metaverse evrenine uzanan dijital çağın ivmesini diri tutmaya hâlen devam ediyor.

Bilginin nakline dair arkaik projeksiyonlar sunan anlatıların, yeryüzünde şu anda var olan bilginin bir biçimde bizim sonradan bulduğumuz değil de hücrelerimize kodlanmış olup zaman içinde kodlarını açımladığımız ve açığa çıkardığımız bir ontolojik varlığı işaret edebileceğine dair fantastik içeriği; evrenin bilinmeyenlerine tutulan merceğin gösterebilecekleriyle paralellik taşısa da bilginin bir yerden başka bir yere taşınmasındaki sürekliliği imlemesi bakımından dikkate değer bir çerçeve çizmiyor mu? Her ne kadar bu spekülasyon kendi içerisinde “nasıl oldu?” sorusuna açıklama getirmese de, bilgi aktarımının dijitalleşmesi Matrix’ten ve Black Mirror’dan sonra Metaverse evrenini ortaya çıkaranların kim ve ne olduğuna dair sorgulamaları yüreklendiriyor.

Tekniğin olanaklarının gelişimine belirlenimci ve özcü bakıştan bağışık yaklaşırken anılan evrenlerdekilerin kendilerini yaratanlardan bağımsız hareket etmeye başlaması veya kendilerini yaratanlara karşı ne hissedebileceği soruları; insanın Tanrı koltuğuna oturduğunu mu muştuluyor? Öngörülerin bu kadar olguya dönüştüğü ve yeni olguların da bu kadar öngörüyü ortaya koyduğu bir zaman diliminin olmadığı önermesi, kurgusal içeriklerin peyderpey olgusal nitelik taşımasıyla, olanlar üzerinden öngörülenlerin bir hududunun olmayışıyla kuvvetleniyor.

CIDA International 2022, iletişimin konvansiyonel tartışma alanlarına yönelen soruların ve iletişim kavramını odağına yerleştiren diğer disiplinlerden gelen değerlendirmelerin kendisine yer bulacağı bir dijital çağda antik zaman agorası hüviyeti taşımakla birlikte, katılımcılarını ve paydaşlarını bu çağda öznenin kim ve ne olduğunu, birer portatif mabet görünümündeki dijital evrenler üzerinden sorgulamaya çağırıyor. Bu kapsamda olguların irdelenmesine ve öngörülenler üzerine yorumlar yapılmasına açık ve kışkırtıcı bir çağrı sunuyor.

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi (ilef) öncülüğünde oluşturulan akademik konsorsiyumun düzenlediği CIDA International 2022, 12-15 Ekim 2022 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilecek. COVID-19 salgınının seyri belirleyici olacak ancak sempozyumun yüzyüze olması önceleniyor. Bu kapsamda zorunlu hâllerde çevrimiçi sunumların da gerçekleştirilebileceği CIDA International 2022’nin takvimi 1 Şubat 2022 günü başlıyor.